1. Dindarlık, obsesif kompulsif bozukluk hastalığıdır.
Henüz, medeniyetlerin bunu yüksek sesle
söyleyebilecek cesareti yoktur.
2. En yaygın OKB hastalığı dindarlıktır. Hastalığın
şiddeti, dini ciddiye alma oranıyla doğru orantılıdır.
3. Hafif dindarlıkta, Cuma namazıyla idare edilirken,
şiddetli hastalar, tüm yaşamını dini kurallara göre
düzenlemek isterler.
4. Örneğin,hastalığın ileri boyutlarında, kişiler yediği
etin nasıl kesildiği konusunda ciddi Obsesyonlara
sahiptirler.
5. Dini ibadetler hafif dozda "kendine zarar verme"
davranışıdır. İbadetleri ciddiye aldıkça doz artar.
6.Dini hikayelere, kutsal metinlere inanma oranıyla
ve ciddiyeti ile paralel olarak bireylerde
"paylaşılmış psikotik bozukluk"tan (Folie à deux)
bahsedilebilir.
7. Paylaşılmış psikotik bozukluk, psikozları olan bir
bireyin sanrılarını daha önceden sağlıklı bir bireye
empoze etmesi üzerine bu sanrıların paylaşıldığı bir
bozukluktur.
8. Bir örnek vermek gerekirse, şizofreni hastası bir
adam gerçek dışı olarak çocuklarının kendisini
öldürmeye çalıştığına inanabilir. Daha sonra karısı
paylaşılmış psikotik bozukluk geliştirerek aynı şeye
inanmaya başlar.
9. Meleklerle konuşma, Tanrıdan mesaj alma, asanın
yılana dönüşmesi, kuşların, karıncaların konuşması
gibi sanrılara inanan normal bireylerin paylaşılmış
psikotik bozukluk yaşadıkları şüphe götürmez bir
gerçektir. Fakat milyarlar bu durumda olduğu için
konunun üstü kapatılmaktadır.
10. Yeri gelmişken, ben en çok psikiyatr olup da,
peygamberlik olayına, dinlere inananlara şaşarım. Bir
hekimin ilaç yazdığı, terapi uyguladığı hastaların bir
kısmına iman etmesini bir türlü
anlamlandıramıyorum. Bu hekimlerin, hekimlik vasfı
taşıdıklarını da düşünmüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder